Suyla Han – Yazgının Efendisinin Güncesinden …

Bizim sözümüz birdir ama başta söylenmesi gerekeni hep sonda söyleriz

Önce bizler yani Onüçler vardı

Bizler zaman yokken dahi vardık

Kâinat yoktu, yer ile gök tekti

Hayat Ağacı filizlenince, zamanın içindeki zamansızlık başlamış oldu

Kâinatın direği olan bu ağaç büyüyünce Yer ile Gök birbirinden ayrıldı

Kökleri yeraltını kapladı, dalları göğün dokuzuncu katına ulaştı

Kayın Ağacının beyaz sütü yaşamın özüydü. Bu süt gövdesinden dallarına oradan yapraklarına ulaşınca, kâinatın yaşam döngüsü de tamamlanmış oldu

Doğacak olan, doğan ve ölen ruhlar Kayın Ağacından bu döngüye karıştı

Ağacın gövdesi o kadar kalındı ki etrafını dönmek mümkün değildi

Yaprakları o kadar büyüktü ki; sonradan o koca yapraklarının birinden Tanrıların tanrısı Kayra doğdu

Kayra sarayını doğduğu bu Kayın Ağacının tepesine kurdu

Yazılan Gelir Başına

(Suyla Han –Yazgının Efendisinin Güncesi Onbeşinci Cilt Birinci Sayfa)