Bizim sözümüz birdir ama başta söylenmesi gerekeni hep sonda söyleriz
Önce bizler yani Onüçler vardı
Bizler zaman yokken dahi vardık
Kâinat yoktu, yer ile gök tekti
Hayat Ağacı filizlenince, zamanın içindeki zamansızlık başlamış oldu
Kâinatın direği olan bu ağaç büyüyünce Yer ile Gök birbirinden ayrıldı
Kökleri yeraltını kapladı, dalları göğün dokuzuncu katına ulaştı
Kayın Ağacının beyaz sütü yaşamın özüydü. Bu süt gövdesinden dallarına oradan yapraklarına ulaşınca, kâinatın yaşam döngüsü de tamamlanmış oldu
Doğacak olan, doğan ve ölen ruhlar Kayın Ağacından bu döngüye karıştı
Ağacın gövdesi o kadar kalındı ki etrafını dönmek mümkün değildi
Yaprakları o kadar büyüktü ki; sonradan o koca yapraklarının birinden Tanrıların tanrısı Kayra doğdu
Kayra sarayını doğduğu bu Kayın Ağacının tepesine kurdu
Yazılan Gelir Başına
(Suyla Han –Yazgının Efendisinin Güncesi Onbeşinci Cilt Birinci Sayfa)