Kitabın Hikayesi

Karım ilk çocuğumuz Asya’ya hamileydi. Ben de hangi masalları onunla paylaşayım diye bir araştırma yapıyordum. Elimde sadece “Hobit” vardı 🙂

Bir akşam rüya gördüm. Şöyleydi:

Elinde asası, eski olduğundan dolayı yamalı uzun bir hırkası olan, sakallı bir adam büyük bir kapının ardında duruyordu. Nefes nefeseydi ve biriyle konuşuyordu.

Kapı adamın boyu kadardı. Etrafında beyaz bir ejderha motifi işlenmişti.

Adama doğru yaklaştıkça kapının ardından sesler geldiğini ve hatta kapıya vurulan darbelerin sesini duymaya başladım.

Ben adama yaklaşınca, o birden bana döndü ve dedi ki “Kapının koruyucuları yardımınıza ihtiyacımız var. Çabuk olun ve bizi bulun”

Adamın konuşması bitince kapının üzerindeki ejderha motifi üzerime doğru atıldı. Meğer o canlı beyaz bir ejderhaymış. “Çabuk gel” dedi.

Ve uyandım.

Pek çok kişi “üstün açık kalmış. Ayaz yemişsin” diyebilir 🙂

Ama karım onlardan biri değil. Bana “Al sana hikaye. Sen bundan beş cilt kitap çıkarırsın” dedi.

Kendime bir evren yaratayım istedim. Türk mitolojisine ve Orhun Yazıtlarına oldum olası hayranlık duyardım. Elbette Dede Korkut hikayeleri…

Türk Mitolojisini araştırıp içine girdikçe ne kadar renkli, ne kadar olağan üstü olduğunu gördüm ve inanılmaz etkilendim.

Başladım yazmaya. Yayınlamak aklımın ucundan bile geçmezken yine Çiğdem’in söylemesi ile yayınevi ile görüşüp bu noktaya geldik.

Bu kitap bir başlangıç. “Bitmeyen Yazıt” evreninde daha pek çok hikaye kafamda oluşuyor.

Belki onları da sizlerle paylaşma imkanı bulurum.

Teşekkür ederim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s