…
“Kainat da yaşayan her şeyin bir özü vardır. Bu öz asla yok olmaz. Bir karıncanın, bir insanın ya da bir ağacın özü aslında aynıdır.”
“Peki öldüklerinde ne olur?”
“Öldüklerinde onların yaşam özü başlangıçta oldukları yere geri döner. Kainatın yaşam döngüsüne karışır. Yaşam özü aynı olduğundandır ki döngüde önceden bir karınca olan öz çağlar sonra bir ağaç olabilir. Kainat fiziksel varlıkla ilgilenmez. Bir kelebek bir gün yaşarken bir ağaç çağlar boyu yaşayabilir.”
“Peki tanrılar?”
“Tanrıların yaşam özleri biraz farklıdır. Yok olsalar dahi kainatın yaşam döngüsüne giremezler. Eskilerden bir söz vardır kulaklarımda ‘Zamanı Tanrı yaşar kişioğlu hep ölmek için türemiştir’”
“Tanrılar yok olur mu?”
“Elbette bu mümkün. Ama bu senin bildiğin ölüm gibi olmaz. Tanrıların varlığı onlara inananların dualarına bağlıdır.”
“Tanrılar varlıklarını sürdürmek için biz insanların dualarına mı ihtiyaç duyuyorlar?”
Yaşlı adam gülümsedi “Ne kadar garip değil mi? Dualar azaldığında ise tanrılar başka bir yerde bambaşka bir ad ile bambaşka bir fiziksel özellikle ama yaşam özü aynı olarak ortaya çıkarlar. Ama bazen…”
“Ama bazen ne?”
“Ama bazen bu geçiş sırasında unutulan tanrılar olur. Bedensel olarak tekrar şekillenemediklerinden ve tanrısal özleri kainatın yaşam döngüsüne de giremediğinden acılar içinde boşlukta dolanırlar. Unutulmak tanrıların korktuğu üç şeyden biridir.”
“Tanrılar da korkar demek?”
“Elbette korkarlar”
“Korktukları diğer iki şey nedir?” Öğrendiği yeni bilgileri bir yandan hazmetmeye çalışıyor bir yandan da soruları merak içinde soruyordu
Adam yine tebessüm etti. “Sanırım diğer ikisini bilmemen daha iyi olacak”
…
Reblogged this on tabletkitabesi.
BeğenBeğen